13 Kasım 2012

Paris'te 2. Gün

İlk gün uzun yürüyüşler sonrasında yorgun düşünce, ertesi gün daha az efor sarfedeceğimiz şekilde planladık gezi rotamızı... Gerçi zaten gidilecek yerleri gitmeden ayarlamıştık...
ilk durağımız ressamlar tepesi ve Sacre Coeur oldu...


 


metroyla geliğ oradan ister merdivenlerden çıkın, ister funicular sistemi kullanın, isterseniz de hediyelik eşyalar satan bir sürü ufak mağzaların da olduğu ara sokaklardan çıkın.. Her şekilde Ressamlar tepesine ulaşırsınız...



Metroda böyle canlı müzik yapan gruplara, ya da solo söyleyen birilerine rastlayabilirsiniz... İnan ilk duyduğumda bir bayan sesi ve metroda hoperlörden yayın yapılıyor zannettim.. Öyle güzel söylüyordu ki... Ama onu fotoğraflayamadım.. Daha sonra bindiğimiz metroda bu gruba denk geldik... Eğlenceliydi...


Yine metroya atlayıp "Chateau Vincennes" yani Vinses sarayına gidiyoruz.. Bir önceki gidişimde Versalles Sarayı'nı gördüğüm için bu kez tercihimi bu saraydan yaptım... 

Ve hemen sarayın yanındaki Parc Floral De Paris'e gittik...



Parkın büyüklüğünü gösteren harita.. Biz tamamını gezemedik tabii..


Botanik bahçe gibi küçük bir bahçe vardı... Aslan ağzı çiçeğini kim bilir nezamandır görmüyordum...
 burada rastladım uzun yıllar sonra...

Bu solmuş yapraklar dikkatimizi çekti... Misinaya dizilmiş ve ağaçlara bağlanmış...


Yine benim için güzel fotoğraflar yakaladığım bir noktadayız... Daha önceki "Avrupa'da Sonbahar" postumda bol bol fotoğraf görebilirsiniz...


Yine atladık metromuza... La Defense bölgesine gidiyoruz... Yeni Paris denilebilir... Merkezde ne kadar tarih varsa burada da o kadar yeni ve değişik yapılar var... ve bu gördüğünüzün altı da bir o kadar alışveriş merkezi... yok yok...


Burdan tekrar metro ile St. Michel bölgesine gidiyoruz birşeyler yiyip, Paris'e elveda diyoruz...

Sabah erken saatlerde otelimizden ayrılıp yeni yerler görmek için yollara düşüyoruz...

ve Paris'ten akılda kalanlar...
 metro: heryere ulaşım okadar kolay ki... yerin üstünde olduğunun bir okadarı daha yer altında var... her yer köstebek yuvası gibi... 14 metro hattı 5 tren hattı var ve bunların çoğu birbiriyle bağlantılı... büyük şehir olduğu halde trafik çilesi bizim İstanbul kadar yok... Herhalde toplu taşımaya verdikleri önemden dolayıdır...









5 yorum:

  1. O Paris yazisinda bi resmim yok ! Ona yandim simdi.. Ocak'ta bir kucuk planimiz var netlesen ama sanirim park ziyaretine vakit bulmam zor.. Belki yine baharda ya da yazin sonunda kacarim.. :) Ne guzel oldu bu Paris postlari.. Cok ozlemisim gercekten.. ! Tesekkurler tatlim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lulucum, siz de gidin ki senin gözünden Paris'e bakmak da çok hoş olur eminim... Ben de özlemiş olurum bu arada zaten...

      Sil
  2. Let's Party; teşekkürler... ben de alıyorum takibe...

    YanıtlaSil
  3. yaaaaaaaaaaa parıs yazısında nıye fotom yok :)) harıka bır foto ohh sefan olsun canım....parıs mıs kokan sehır vayy zaman ne hızlı gecıyor bak sımdı tuhaf olsum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ben de farklı bir rota çizelim bu kez görmediğim yerleri görelim diye araştırırken keşfettim bu parkı... iyi ki de gitmişiz ama... dimi???

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...